Sevmek Yeniden Doğmak - Ümit Efekan (1984)

No comment yet

Evet. Artık bir çizgi çekiyorum. Bu filmden itibaren film analizlerini kendi üslubuma uygun bir dille devam edicem. (Anlatımda kısmen spoiler olabilir)

Film, Belgrad Ormanları'nda başlıyor. Leyla (Yaprak Özdemiroğlu) arkadaşlarıyla koşuda. İyi de o köpeğin suçu ne. Köpekle koşu mu yapılır anasını satıyım. Dur bekle. Birazdan neden koşu ekibine dahil olduğunu öğrenicez. Arkadaki kısa saçlı kıza dikkat. Bu sahneyi herhalde 4-5 saat çekmeye çalışmışlar. Koş koş, kızın anası ağlamış. Resmen götünden soluyor. Figürasyondan 100-150 lira alıcam diye garibimin düştüğü hallere bak :)


Tekrar baktım da; arkadaki kızlar hakikaten perişan durumdalar. Fakat Ümit'in ekip sağlam. Ümit'in adidas takımlar çok güzel. Fakat çok dar. Göt-Göbek meydanda. O göbekle yine iyi koşuyor abimiz.

Çarpışma sahnesi mükemmel olmuş. Bu sahneyi 30 kere filan izlemişimdir. İzlemeye doyamıyorum. Fakat Ümit-Leyla diyalogunda Ümit'in ışıklandırmasında hatası var. Ümit'in görüntülendiği 2. karede ışık yetmemiş, o sahne kapkara. Sonraki karede ışığı verince adamın suratına bir anda nur iniyor.

Sahnedeki ilginç bir detay. Köpek sesine dikkat??


Gerçek köpek sesi olmadığını farkettiniz mi? Setten biri seslendirme yapmış :)

Bu bölümün sonundaki arkadaşı da yamyam diye tabir ettiğimiz tiplerden. Ümit'in yerinde olsam şöyle derdim:

-Dur ulan sanki biz ekmeğini yedik de sıra sana geldi. aç herif!

Aynı sahnenin devamı. Hatunun altında son model bir BMW, Ümit de ise pahalı bir MERSO var.  


Görüldüğü gibi Ümit'in son model merso'ya arkadan vuruyor. Bir de çaçaron gibi adama zeytinyağı diyor. Ulan arabayı viteste mi bıraktın ne yaptıysan; arkadan vuruyorsun:. Bir de zeytinyağı gibi üste çıkma diyorsun. Yelloz seni!

Ümit de saf-siken dediğimiz tiplerden. Hemen "araba kullanmayı öğreteyim" diye ısınma turlarına başladı. Kızın çirkefliği, Ümit'in saf görüntüsü altında hinlikler peşinde olması nedeniyle bu tiplere hiç de öyle masum-melek kişiler diyemiyorum. Fakat ileride bu iki tip de kanatsız bir meleğe dönüşecek :)

O esnada Çiko, Ümit'in arabaya binmiş. Yani Leyla'nın günlük koşusundaki köpeğin ne işe yaradığını öğrenmiş olduk. Köpek, Ümit ve Leyla'nın iletişimini sağlayan bir araç. Araç mı? :)

Bu sahnede Ümit, can dostu Doktor Sedat'la muhabbet halinde. Doktor Sedat görüldüğü üzere tam bir zevzek. Nasıl doktor lan bu?! İnsan biraz oturaklı olur aq :)


-Köpek ayrobiği??
-Evet abi. Filmde olabilir böyle bir diyalog
-Ya bi siktir git olm ya :)

Görüldüğü gibi köpek çok masraflı. Zevzek Sedat da; Ümit'e tatlı tatlı takılıyor. az önce son model mercedes binen Ümit abimiz bakın ne diyor:


Görüldüğü gibi açlıktan nefesi kokuyor adamın. Gidin cebine 3-5 bişiyler koyun :) Ben bişiy söyliyim mi: Ümit bu filmde hayvan gibi zengin. Bayağı ünlü bir şarkıcı ve para kesiyor. Erdoğan Tünaş yani senarist. Ümit'i neredeyse bütün filmlerinde; hep açın teki yaptığı için bir alışkanlık olmuş:

-Ya bir fakir edebiyatı patlatsak nasıl olur. 
-Hiç fena olmaz. Ağzına da yakışıyor yani. Erdoğan'cım
-Saçma olmaz mı Ümit'çim (Efekan)
-Yok abi ya. Millet ona mı dikkat edicek. Olmazsa montajda keseriz gider
-İyi de Ümit. Bir montajcdı bulmuşsun kafasına göre bok gibi montaj yapıyor...

Yani bunu böyle düşünmezsek; Ümit harbiden ya çok pinti, ya çok yalan dolan bi herif. Başka türlü izahı yok.

Bu montaj konusunda Erdoğan abimiz haklı: Çünkü bu sahnede bir eksik var. Sahne kesilmiş. Türkmax'ın kestiğini hiç sanmıyorum. Doktor Sedat bir şey söylüyor. Ümit buna cevap olarak "paramız olursa çektiririz" diyor. Hastalıkla ilgili bir şey olabilir. Çünkü sonra "ben senin kardeşinim. Senin taşşaklarını bile avuçlarım" moduna bağlıyor. Bu hastalığı vurgulayan sahne çekilmiş ama montajda kesilmiş. 

Sebep: İnsanlar şimdiden "Ümit zaten ölecek aq" moduna girmesinler diye.

Ee peki gözüne sıçtığımın montajcısı. insan orada Mehmet Ali'nin de konuşmasını kesmez mi. Görüldüğü gibi Ümit Efekan rezil bir montajcıyla çalışmış.

Ümit gazeteden kayıp ilanını görüyor. yok insan değil. Köpek kayıp ilanı :) Adam zaten ateşteki whopper gibi yanıyor. Köpek bende demek için canhıraş şekilde telefona saldırıyor. Telefonda konuşurken yaptığı kafa oynatma hareketlerine dikkat.

Kızla alenen daşşak geçiyor. Yemekten sonra tatlı vereyim mi diyor. Kız sakın ha zararlıdır diye ünlüyor. Ne ünlemek mi ?? :)


Videoyu izlediniz mi? Kıza nasıl tatlı tatlı iş atıyor Ümit?

Saf mı lan bu adam şimdi?! Ne safı! Şeytan gibi şeytan :) İpek gömlek kirlendi lafını nasıl ortaya nasıl attı. Zaten böyle şirin, saf görünen erkek de korkacaksın. Bu filmin bize vermeye çalıştığı anafikir bence bu :))

Telefon konuşmasını dinleyen Leyla'nın ablası konuşma bittikten sonra muhabbete giriyor. Abla sereserpe. Tan Gastesi'nde çok gördüğüm geceliklerle içeride Tanrıça gibi takılıyor. Burada blogun tüm sinefil ve entel vizyonunu elden bırakıp şunu söylemek istiyorum: Beton gibi karı!


Leyla, Ümit'ten bahsederken "sevimli bir genç" diyor. Ümit'e bir bakalım:


Şu sevimliliğe bakar mısınız lütfen? Evet kendisini Looney Tunes'dan tanıyorsunuz. Tavşan Bunny :)

Hatta filmin en başına gidip şu aşağıdaki eşortmanlı tipe bir bakalım. Bu mu genç, bu mu sevimli? Resmen götü göbeği yağ bağlamış, 40 yaşında adam lan bu! :)


Abla-Kardeş muhabbetine devam edeyim:

Şehnaz Dilan: Boy, pos, endam! Bu sahneyi uzun tuttum ki; şu hatunun güzelliğini iyice bir görün. Görün de Ümit'ten nefret edin. Yav gardaşım böyle hatun bırakılıp, Leyla kılıyla uğraşılır mı? Hatun, kezban gibi takılıyor resmen...


Selma'nın, "Bugüne kadar hiç 'e'rkek arkadaşın olmamıştı" lafını söylerken E'yi nasıl yayvan bir şekilde, nasıl paçoz bir şekilde söylediğine dikkat edin. Selma'dan da bir anda soğuyorum.


Abla kardeş konuşurken yakaladıığm sahne. bizden Kaçmaz ekibi yakaladı: "Yaprak Özdemiroğlu'ndan sonnnnn derece cürrretkar pozlarrrrrr" ve görüldüğü gibi tahta göğüs! Vah Ümit'im :)

Devam...

Sonraki sahnede Selma kapıyı açıp, elini beline koyuyor. O güzel cemalini görünce fikrim tekrar değişiyor. İşte güzel kadın olunca böyle. Donunu indirip yolun ortasına çatır çatır sıçsa bile; ondan asla soğumuyoruz. Bu sayede güzel kızlar bizi istedikleri gibi kullanıyorlar. Nerden nereye geldim :)

Sonuç itibariyle bu sahnede şunu öğreniyoruz. Selma gelene geçene veriyor. Leyla ise bakire. Hımmmm...Evet ama ondan daha önemli bir durum daha var. Selma da Ümit'e abayı yakıyor.

Yahu yukarıda adamın sıfatı gösterdim. Bu ne böyle Ümit diye ikinizin de bacakları uyuşuyor. Adamın hiç gideri yok. Ümit de Ümit. Lan bir dağılın. Koca İstanbul'da bir sürü adam var. Bula bula ikiniz de bu tavşan dişli, bıyıklı, göbekli Ümit'i mi buldunuz. Yok artık! :) 


Görüldüğü gibi adam saf görünümü altında ağır çapkın. Taa en başta söylemiştim bu adamdan korkulur diye. Sonuçta gömleği bahane etti ve kızla buluştu. Meğer Ümit abimizin içinde bir Stelyo Pipis yatıyormuş.

Ve süper bir gelişme oluyor. Ümit'in babası gelip "senin beşik kertmen var onunla evleneceksin" diyor. Bu esnada başka bir yerde, aynı şeyleri Leyla ve Babası da konuşuyorlar. Allah Allah. sakın bu beşik kertmeleri Leyla ve Ümit olmasın? Nasıl tesadüf la bu :))

Bu sahnede formalite icabı bir görüşme yapılacak. Kahramanlarımız adeta kan ağlıyor. İzleyelim: 


Veee tanışma vakti geldi. Aaaa o da ne !


İkisi de "takdir için sizin dersinizden 5 gerekiyor hocam" şirinliğine ulaşan öğrenci gibi şirinlikte zirveye oynuyorlar. Filmin en sağlam sahnelerinden biri. Özellikle göz göze gelme anı ve sonraki kısımdaki hareketlilik görülmeye değer.

Bi de konuyla hiç alakası olmasa da söylemek istediğim bir şey var: Lisedeyken kızın biri aynı buradaki gibi aşırı şirin ve sevimli haliyle bütün hocalara gidip, "takdir için sizden 5 gerekiyor" diye not istemişti. 3'ler, 4'ler hepsi 5 oldu. Teşekkür alamayan kız takdir aldı. Bu vesileyle o kaşarın da kulağını çınlatmak istiyorum ;)

Bu Çiko'nun suçu ne ya. Bu hayvan acayip acıdım ben. Gerçi hayvan filmde bir nevi başrol oynuyor. Mehmet Ali Erbil'den bile daha çok sahnesi var :)


Hatun hayvanı almış kucağına, döndürüp duruyor. Köpeğin başı döndü. Başrolde oynuyor ama bu kadar eziyet de yapılmaz. Bazı filmlerde "bu filmde hiçbir canlıya zarar verilmemiştir" der ya. Bakın bu filmde hayvan epey eziyet gördü :)

Son sahnede Selma'nın sigarayı söndürmesindeki metafora dikkat. Yakaladınız dimi. Ulan sanki bilmiyorduk hatunun bu işe maydonoz olacağını. O sigarayı söndürmese anlamayacaktık. Alemsin Ümit Efekan :)

Bu film de; neredeyse bütün Ümit Efekan filmleri gibi detaylarıyla güzelleşiyor. Artık bu andan itibaren atkımı boynuma doluyorum. Kabanımı giyip, mekanı terkediyorum. Filmin devamına kalamıycam. İşim var. Çekirdek bitti. Yazım da bitti :)

Hatta dur lan. Kapanışı şu şarkıyla yapalım:

Yorum Gönder